Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak, kuraklığın ağır etkisiyle karşı karşıya. Sivas'ın İmranlı ilçesindeki Kızıldağ'dan doğup Samsun'un Bafra ilçesinde Karadeniz'e dökülen nehrin, özellikle Kırıkkale kesimindeki su seviyesi tehlikeli seviyelere indi. Bir zamanlar coşkulu akan Kızılırmak, yer yer yatağından yürüyerek geçilebilecek kadar sığlaştı. Havadan çekilen görüntüler, nehrin birçok bölgesinde adacıkların oluştuğunu ve suyunun ne kadar azaldığını gözler önüne seriyor. Bu durum, sadece nehrin ekosistemini değil, bölgenin tarımsal üretimini de derinden etkiliyor. Kuraklığın yol açtığı su sıkıntısı, bölge halkının yaşamını olumsuz etkiliyor ve gelecek için endişelere yol açıyor. Yetkililerin acil önlemler alması ve su kaynaklarının korunması hayati önem taşıyor.
Kuraklık Tarımı Vuruyor
Azalan yağışlar ve artan sıcaklıklar, yer altı su kaynaklarını da tehdit ediyor. Çiftçiler, eskiden 20 metre derinlikte buldukları suyu şimdi 100 metreye inerek ancak bulabiliyorlar. Bu durum, tarımsal üretimin maliyetini önemli ölçüde artırırken, verimi de düşürüyor. Yonca, fasulye, salatalık gibi ürünlerin yetiştirilmesi zorlaşıyor. Birçok çiftçi ekim yapmaktan vazgeçmek zorunda kalırken, bölgenin ekonomisi de olumsuz etkileniyor. Sulama için kullanılan kuyuların derinleştirilmesi, yer altı su kaynaklarının daha hızlı tükenmesine neden oluyor ve sürdürülebilir bir tarım yapmayı imkansız hale getiriyor. Bu durumun uzun vadede bölge halkının geçim kaynaklarını tehlikeye atacağı açıkça görülüyor. Hükümetin bu konuya acil müdahalede bulunması gerekmektedir.
Çiftçilerin Çaresizliği
Yukarımahmutlar köyünde çiftçilik yapan Halil Yurdakul, "Eskiden 20 metreden su çıkıyordu, şimdi 100 metreye kadar sondaj vuruyoruz. Yonca, fasulye, salatalık, kelek ekiyorduk ama şu anda araziler kurak durumda. 150 hanenin 100'ü tarımla geçiniyordu, artık ekim yapamıyoruz." diyerek yaşadıkları zorlukları dile getiriyor. Batuhan Yurdakul ise, "Bir yıl buğday ekiyoruz, bir yıl tarlayı boş bırakıyoruz. Eskiden 7 metrede su bulunurdu, şimdi 100 metre sondaj kazıyoruz ama su çıkmıyor" şeklinde konuşuyor. Ömer Yönay ise gübre kullanımındaki artışı vurgulayarak, "Eskiden ekinler kendiliğinden büyürdü, şimdi yağmur yağmazsa diye erkenden gübre atıyoruz" diyor. Bu ifadeler, kuraklığın çiftçiler üzerindeki yıkıcı etkisini açıkça gösteriyor.
Acil Önlemler Gerekli
Kızılırmak'ın kuruması, sadece tarım sektörünü değil, bölgenin tüm ekosistemini tehdit ediyor. Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için acil önlemler alınması gerekiyor. Yağmur suyu hasadı, sulama sistemlerinde verimliliğin artırılması ve yer altı su kaynaklarının korunması gibi adımlar atılarak kuraklığın etkilerinin azaltılması hedeflenmelidir. Bölge halkının geçim kaynaklarının korunması için de destekleyici politikalar hayata geçirilmelidir. Uzun vadeli çözümler üretmek ve gelecek nesiller için su kaynaklarını korumak büyük önem taşımaktadır.